GÜNLÜK HAYATIN SIRADANLIĞI VE BELİRSİZLİĞİN CAZİBESİ ÜZERİNE BİR YAZI

soru-isareti(1)

Birbirinin aynısı günlerden oluşan rutinin sıkıcılığı mıdır güzel olan yoksa sizi endişeli bekleyişlere sevk eden,sonu öngörülemez ve üstelik hayal kırıklıkları ile de sonuçlanması muhtemel belirsizliğin çekiciliği midir esas olan?
Hayatta hiçbir şeyin rutine binmesini istemeyiz.Çünkü;rutin sıkıcıdır,tekdüzedir,sıradandır.Ve bu yüzden de insanoğlu,yaşadığı hayatı renklendirecek,sıradan hayatına anlam katacak arayışlar içindedir ve daima rutini kırmak ister.Çoğu defalar çevremizdeki kişilerden duymuşuzdur.”Sabah kalk,yemek ye,işe git,eve gel,yemek ye ,yat,uyu,tüm hayatım bundan ibaret”şeklindeki şikayetleri.Üstelik psikologlar ve kişisel gelişim uzmanları da rutini kırmamızı ve değişikliklere direnç göstermememizi tavsiye ederler bize.Hatta,psikanalistin kurucusu ünlü nörolog Sigmund FREUD der ki”Sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir”
Oysa bazen insan,olumsuzlukların üst üste gelmesinden yorulur ve çıkan yeni problemlere farklı çözümler aramaktan bıkar.Gerçi Murphy yasalarına göre ”Bundan daha kötüsü olamaz dediğiniz andan başlayarak,işler daha da kötüye gider”Böyle anlarda,beynimizi adeta bir kurt gibi kemiren olumsuz düşüncelerden duyduğumuz rahatsızlıkla,deli rüzgarlarda daha fazla savrulmak istemeyiz ve sakin bir limanda,rutin hayatımızın bizi tüm şefkati ile sarmalamasına ve ruhumuzun huzur bulmasına ihtiyaç duyarız. İşte tam da bu sebeple,rutin bazen güzeldir.Sürprizler yoktur ama belirsizlikler de yoktur.Herşey belli bir düzen içindedir ve taşlar yerine oturmuştur.Yarın ne olacağını bilmeden yaşamak paranoya katsayısını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor.Oysa hergün dünün aynısı olsa bile ,rutin hayatta güven duygusu hakimdir.
Sonuç olarak,hayatın bazen hep aynı devinim içinde ilerlemesi de güzel.Hem ruhen hem de bedenen dinlenmemize vesile oluyor ve bunu da gelecek günleri daha büyülü hale getirebilmek için bir mola olarak kabul edebiliriz.